100. Yılında Balkan Savaşları / Balkan Wars in 100. Anniversary - Çatışmaların Önlenmesi Barış ve Refah Vizyonu / Conflict Preventing PEace & Welfare Vision

Savaşlar çoğunlukla belirli bir devletin ya da ortak çıkarlara sahip bir grup devletin politikalarının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Balkan Savaşları da bu duruma bir istisna değildir. Haziran 1878 yılında imzalanan Berlin Anlaşması akabinde Balkanlardaki ulusların ana sorunu milli birleşme ya da “milli sorun” olarak tarihe geçmiştir. Homojen ve tek uluslu bir devlette yaşama fikri kolektif imgelemde baskındı ve bu kolektif imgelem hem tarihi hem de demografik nedenlerle bir ulusa ait olduğuna inanılan tüm toprakları kapsamaktaydı. Bu yüzden de anlaşmalarla düzenlenen sınırlar Balkan bölgesindeki devletleri memnun etmemişti vebu sınırlar geçici olarak algılandı. İşte bu algılama biçimidir ki gelecek yıllarda bölgeyi çalkantılara, savaşlara ve şiddete sürükleyecek ortamı hazırlamıştır. Öte yandan her savaşta savaşa katılmış olan toplumlar aynı anda hem bölünmüş hem de birleşmiş durumdadırlar. Savaş başında çoğunlukla idealler ve zafer etrafında birleşmiş olan toplumlar savaşın vahşiliği karşısında giderek çatışır duruma gelip, bölünürler. Bu bölünme hem siyasi alanda hem de gerçeklikte gözlemlenir: Erkekler savaşırken, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar evde korku ile beklerler ve netice olarak günlük hayatları altüst olur. Özet olarak söylemek gerekirse savaş pratik olarak her şeyin üzerinde ezici bir etki bırakır