Kara İstanbul

2002'nin yazı... Ornella ve Franco işsiz ve beş parasız kalmış, İtalyan bir çifttir. Bu nedenle Türkiye'de yapılacak yasadışı bir değiş-tokuş işini kabul ederler. Franco'nun eski bir arkadaşı ile tesadüfen karşılaşması, işin başarıyla tamamlanmasını zora sokar. Franco gerçeğin düşündüğünden çok ama çok daha kötü olduğunu öğrenecektir... Bu gerilimli öyküye Doğu-Batı tartışmaları, önyargılar, insan ilişkilerini içeren heyecanlandırıcı yorumlar eşlik ediyor. Düşünce, mizah ve acı dolu bir noir ve bir İtalyan'ın İstanbul'u keşfedişi... "İnsanlığa dair genel olarak kabul görecek bir formül düşünmeye başladığında, hep bir şey eksik kalıyordu. Elde etmek için o şeyi istemesi de gerekir insanın çünkü hayatta her şeye sahip olanlara istemek yorucu gelir. Elinde sadece sıfır virgül sıfır sıfır şey olanlar ise bazı şeylerin hayatta var olduğundan haberdar bile olmazlar. Peki, 'bu' denen şeyin ne olduğunu bilmiyorlarsa, nasıl 'Bu lüften' diyebilirler? İstemek eyleminde en başarılı olan kişiler, yeterince zengin ama gereksiz isteklerinin bir kısmının yerine getirilmediği bir çocukluk geçirmiş olanlardır. Monopoli oyunu olup da daha pahalısı olmayanlar, büyüdüklerinde ise mobileti olup da motosikleti olmayanlar. Franco gibiler..."