Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL

Gelenekten Geleceğe İslami Düşüncede Yenilik

Liste Fiyatı : 290,00 TL
9786051051512
12998176
Gelenekten Geleceğe İslami Düşüncede Yenilik
Gelenekten Geleceğe İslami Düşüncede Yenilik
290.00
İslam bir dindir, ideoloji değildir. Bu nedenle İslam, toplumsal ve siyasal bir sistem olarak tasarlanamaz. Bu yapıldığı takdirde İslam sadece kavramsal bir kurgu olarak kalır. İdeoloji olarak tasarlanan İslam anlayışında İslamın kendisi ikincil değerdedir. İslamcılar, Tanrı'yı gözleme dayalı dünyanın bir parçası olarak gören insanbiçimci Tanrı anlayışının sosyal planda temsilcileri gibidirler. Çünkü onlar Tanrı'yı, alelade sosyal olayların ve toplumsal durumların ayrılmaz bir ?parçası" olarak görmektedirler. İslamcılar, her şeyi kapsadığını ve her sorunu halledebileceğini düşündükleri din anlayışlarıyla ?ilkel bir din" resmi çizmektedirler. Tanrı varlığı doğal olgularla özdeşleştirilemeyeceği gibi sosyal ve siyasal düzen iddiasına da indirgenemez. Dini sadece kurallar demeti, yasaklar ve tabulardan ibaret görmek, primitif kabile dini anlayışlarını çağrıştırmaktadır. Dinden teselli, umut, ruhsal teşvik, irade, sorumluluk, insan haklarına saygı gibi ahlaki ilkeler beklenebilir. Ama ondan insanların gündelik hayatlarında kamu yararına yönelik pratik bir iyileştirme konusunda derin bir adanma beklenmemelidir. Din, başta yönetim olmak üzere eylemler dünyasının merkezine yerleşirse ?hidayet" özelliğini sürdüremeyecek ve yozlaşarak belli kalıp ve tutumlarda katılaşacaktır. İslamın bir din olarak algılandığı, sistem olarak görülmediği, insani teşebbüslerin ve yaratımlarının meşru kabul edildiği, tarih içinde oluşmuş inanışlara körü körüne bağlanmanın bulunmadığı ve insan doğasını, aklını hesaba katan bir din anlayışını, kalp ve yaratıcılık üzerine kurulmuş özgürleştirici bir teoloji imkânını sunan din söylemini, özcülüğü değil özgürlüğü, yaşam biçimlerine saygıyı esas alan bir din yorumunu düşünce geleneğimiz içinden yeniden keşfedebilmek, dini doğanın dilini doğal mecrasına çevirmek olacaktır. İslam bir din olarak varlığını sürdürüp gelişecek mi yoksa bir sistem, bir örgüt, bir dünya saltanatı görüntüsü içinde mi kalacak? Hayati soru budur ve elinizdeki çalışma bu soruya Ebu Hanife, Hasan Basri, İmam Maturidi, Gazali gibi İslam düşünce geleneğine damgasını vurmuş zatların görüşlerinden hareketle kısmi bir cevap vermeyi denemektedir. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan'ın Selefilik; İslami Köktenciliğinin Tarihi Temelleri adlı eseri daha önce yayınevimizce yayınlandı.
  • Açıklama
    • İslam bir dindir, ideoloji değildir. Bu nedenle İslam, toplumsal ve siyasal bir sistem olarak tasarlanamaz. Bu yapıldığı takdirde İslam sadece kavramsal bir kurgu olarak kalır. İdeoloji olarak tasarlanan İslam anlayışında İslamın kendisi ikincil değerdedir. İslamcılar, Tanrı'yı gözleme dayalı dünyanın bir parçası olarak gören insanbiçimci Tanrı anlayışının sosyal planda temsilcileri gibidirler. Çünkü onlar Tanrı'yı, alelade sosyal olayların ve toplumsal durumların ayrılmaz bir ?parçası" olarak görmektedirler. İslamcılar, her şeyi kapsadığını ve her sorunu halledebileceğini düşündükleri din anlayışlarıyla ?ilkel bir din" resmi çizmektedirler. Tanrı varlığı doğal olgularla özdeşleştirilemeyeceği gibi sosyal ve siyasal düzen iddiasına da indirgenemez. Dini sadece kurallar demeti, yasaklar ve tabulardan ibaret görmek, primitif kabile dini anlayışlarını çağrıştırmaktadır. Dinden teselli, umut, ruhsal teşvik, irade, sorumluluk, insan haklarına saygı gibi ahlaki ilkeler beklenebilir. Ama ondan insanların gündelik hayatlarında kamu yararına yönelik pratik bir iyileştirme konusunda derin bir adanma beklenmemelidir. Din, başta yönetim olmak üzere eylemler dünyasının merkezine yerleşirse ?hidayet" özelliğini sürdüremeyecek ve yozlaşarak belli kalıp ve tutumlarda katılaşacaktır. İslamın bir din olarak algılandığı, sistem olarak görülmediği, insani teşebbüslerin ve yaratımlarının meşru kabul edildiği, tarih içinde oluşmuş inanışlara körü körüne bağlanmanın bulunmadığı ve insan doğasını, aklını hesaba katan bir din anlayışını, kalp ve yaratıcılık üzerine kurulmuş özgürleştirici bir teoloji imkânını sunan din söylemini, özcülüğü değil özgürlüğü, yaşam biçimlerine saygıyı esas alan bir din yorumunu düşünce geleneğimiz içinden yeniden keşfedebilmek, dini doğanın dilini doğal mecrasına çevirmek olacaktır. İslam bir din olarak varlığını sürdürüp gelişecek mi yoksa bir sistem, bir örgüt, bir dünya saltanatı görüntüsü içinde mi kalacak? Hayati soru budur ve elinizdeki çalışma bu soruya Ebu Hanife, Hasan Basri, İmam Maturidi, Gazali gibi İslam düşünce geleneğine damgasını vurmuş zatların görüşlerinden hareketle kısmi bir cevap vermeyi denemektedir. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan'ın Selefilik; İslami Köktenciliğinin Tarihi Temelleri adlı eseri daha önce yayınevimizce yayınlandı.
      Stok Kodu
      :
      9786051051512
      Boyut
      :
      16,5x21
      Sayfa Sayısı
      :
      340
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2015-11-03
      Kapak Türü
      :
      Karton kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kitap kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
      Resim Sayısı
      :
      1
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
  • Yeni Gelenler
Kapat