Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL
Osmanlı - Rus Antlaşmaları РУССКО‑ТУРЕЦКИЕ ДОГОВОРЫ 1700-1834 Yılmaz K

Osmanlı - Rus Antlaşmaları 1700-1834A.DVNS.DVE.d, 83/1 Numaralı Rûsiyye'nin Ahidnâmesi Defteri (Çeviri yazı, Özet, Görüntü)

Liste Fiyatı : 350,00 TL
9786056892639
13316136
Osmanlı - Rus Antlaşmaları 1700-1834
Osmanlı - Rus Antlaşmaları 1700-1834 A.DVNS.DVE.d, 83/1 Numaralı Rûsiyye'nin Ahidnâmesi Defteri (Çeviri yazı, Özet, Görüntü)
350.00

Osmanlı‑Rus münasebetlerinin başlangıcı XV. Yüzyılın
son çeyreğine kadar gitmektedir. 1453 yılında İstanbul'un
fethi ile başlayan ve yine İstanbul'un muhafazasını güçlendirmek
maksadıyla Karadeniz'in tamamını kontrol edebilmek
için ortaya konulan gayretler, Osmanlı Devleti'ni Altınordu
Devleti'nin vârislerinden biri olan Kırım Hanlığıyla
münasebet içerisine sokmuştur. Bu durum Osmanlı'nın
Moskova Knezliği'ni ve Rusları keşfetmesini sağlamıştır.
Aynı yıllarda Moskova Knezliği de Altınordu'nun vârisi
hanlıkların baskısından kurtulma ve büyüme gayreti içinde
bulunmaktadır. İlk olarak 1497 yılında III. İvan'ın güvenli
ticaret taleplerini içeren bir mektupla İstanbul'a gönderdiği
elçilik heyetinin teklifleri kabul edilmekle birlikte bundan
sonraki münasebetlerini doğrudan İstanbul ile değil Kırım
hanları ve Kefe valisi üzerinden yürütmeleri gerektiği belirtilerek
gönderilmişlerdir.
Osmanlı‑Rus münasebetleri için ilk dönüm noktası
1552 yılında Kazan'ın, ardından da 1556 yılında Astrahan'ın
Rus işgaline uğramasıdır. Bu işgallerle Rusların Terek
nehri boyuna kadar sokulmaları, Türkistan'dan gelen
tüccar ve hacılara rahatsızlık vermeleri üzerine gerçekleşen
şikâyetler Osmanlı Devleti'ni Rusları ilgilenilmesi gereken
yeni bir unsur olarak kabul etmeye yönlendirmiştir. Rusya'nın
Kafkasya'ya sokulmasını engellemek üzere tertip
edilen ve 1569 Ejderhan Seferi olarak bilinen ve başarısız
geçen sefer ile Ruslar ilk defa doğrudan Osmanlının hedefi
haline gelmiştir.
Osmanlı Rus ilişkilerinin en önemli unsurlarından birisi
Lehistan'a bağlı olmakla birlikte ortak sınır bölgelerinde
yaşayan Zaporov Kazaklarının kontrolsüz davranışlarıdır.
Начало русско‑турецких отношений восходит к
последней четверти XV столетия. Завоевание Кон‑
стантинополя в 1453 г., стремление взять под соб‑
ственный контроль черноморское побережье для
обеспечения безопасности новой столицы – Стам‑
була, побудило Османскую империю установить тес‑
ные отношения с одной из наследниц Золотой Орды
– Крымским ханством. Это способствовало появле‑
нию у османов интереса к Московскому княжеству,
которое в это время стремилось избавиться от вла‑
сти ханств, возникших на месте Золотой Орды, и рас‑
ширить свою территорию. В 1497 г. первое русское
посольство вручило султану письмо от Ивана III с
предложением наладить безопасную торговлю меж‑
ду странами. В ответ на это письмо было предложе‑
но отныне поддерживать отношения не напрямую
со Стамбулом, а через крымского хана и османского
губернатора Кафы.
Поворотным моментом в русско‑турецких отно‑
шениях стало русское завоевание Казани в 1552 г.,
и затем – Астрахани в 1556 г. Распространение рус‑
ской власти до Терека, начало поступления жалоб на
притеснение купцов и паломников, прибывавших из
Туркестана, стали факторами, побудившими осма‑
нов обратить более пристальное внимание на Рос‑
сию. Закончившийся неудачей астраханский поход
османской армии в 1569 г., предпринятый с целью
предотвращения русского вторжения на Кавказ, стал
первым русско‑турецким столкновением.
Важным фактором в русско‑турецких отношениях
были бесконтрольные действия запорожских
казаков, находившихся в зависимости от Польши и
8
OSMANLI - RUS ANTLAŞMALARI
Sonraki yıllarda da üç devlet arasında önemli meselelerin
ve silahlı çatışmaların çıkmasına sebep olan Zaporov
Kazaklarının sebep olduğu olaylar sonucu Ruslarla Kırım
Hanlığı vasıtasıyla dolaylı olarak 1681 tarihli Bahçesaray
Antlaşması yapılmıştır.
Sıcak denizlere dolayısıyla dünya ticaret yollarına
ulaşmak isteyen Rusya'nın jeopolitik durum itibarıyla
önündeki en büyük engellerden birisi Osmanlı Devleti'dir.
Bu engeli aşmak için Rusya'nın kullanmış olduğu ikinci bir
güzergâh olan ve İsveç'in hâkimiyetindeki Baltık Denizi'ne
ulaşma çabaları da buna eklendiğinde Rusya'nın temel
gayesinin doğrudan Avrupa devletler dengesinin önemli
bir unsuru olmak istediği ortaya çıkmaktadır.
XVIII. Yüzyılda iki devlet arasındaki münasebetlerin
daha sonraki yıllarda meydana gelen hadiselere, devletlerin
stratejilerine ve uluslararası ilişkilere tesirini anlayabilmek
için tetkiki çok önemlidir. Osmanlı Devleti ve Rusya'nın
tarihî süreç içerisinde çoğunlukla savaşan ve düşmanlık
içerisinde gelişen ilişkileri ortak bir coğrafî kaderi paylaşmanın
bir sonucudur. Gelişme ve güçlenmelerinde birbirleriyle
karşı karşıya gelen iki devletin kaderleri pek çok
kere düşmanlık ve savaşlar içermiş olmakla birlikte gerek
ticarî ve gerek sosyo‑kültürel olarak en çok etkileşim içinde
olmuş devlet ve toplumlar olmuşlardır. Bu nedenle Rus
tarihi bir anlamda Türk Tarihinin de bir parçası olmuştur.
1683'te meydana gelen ve başarısızlıkla sonuçlanması
nedeniyle bundan sonra Osmanlı Devleti'ni sosyal, kültürel,
siyasî, idarî, askerî ve ekonomik açıdan olumsuz etkileyen
en önemli olay II. Viyana kuşatmasıdır. Bu başarısızlık
sonucunda o güne kadar Osmanlı Devleti'ne karşı doğrudan
düşmanca tavır almaktan çekinen Rusya'nın artık açıktan
ve net bir tavırla 1686 yılında Kutsal İttifak'a dâhil olduğu
görülmektedir.
Bu bağlamda 1687 yılında Kırım'a ve 1696 yılında
Azak'a saldırarak Azak Kalesi'ni ele geçirmiş olan Ruslar
iki devletin ilişkilerinin zirve yaptığı XVIII. Yüzyıl boyunca
tüm faaliyetlerini Karadeniz'e inebilmenin yolunu
açacak olan pek çok siyasi ve ticari imtiyaz talebi üzerine
yoğunlaştırmışlardır. Kutsal İttifak'ın diğer üyeleriyle yapılan
Karlofça Antlaşması'ndan bir yıl sonra Rusya ile yapılan
ve Osmanlı Arşivi defterler koleksiyonunda bulunan Rusya
Ahidname Defteri'nin ilk kaydını oluşturan İstanbul Antlaşması'nın
maddelerinde de bu durum çok açık bir şekilde
görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı olarak
Bab‑ı Asafi fonu Düvel‑i Ecnebiyye Defterleri serisinde
bulunan ve Rusya Ahidname Defteri olarak adlandırılan
83/1 numaralı defterin neşrine karar vermemizin sebebi
живших в приграничной с Османской империей зоне.
В 1681 г. из‑за событий, вызванных запорожскими
казаками, при посредничестве Крымского ханства
между Османской империей и Россией был заключен
Бахчисарайский договор.
Османская империя являлась наиболее крупным
геополитическим препятствием на пути России,
стремящейся выйти к теплым морям и мировым тор‑
говым путям на юге. К этому следует добавить и же‑
лание России пробить окно в Европу через Балтий‑
ское море, где ей пришлось столкнуться со Швецией.
Исследование взаимоотношений двух стран в
XVIII в. представляет большую важность с точки
зрения понимания последующих событий, стратегии
государств и их влияния на международные отно‑
шения. Враждебные в исторической ретроспективе
отношения между Османской империей и Россией
были больше следствием неизбежного соперничества
за влияние в одном и том же географическом регионе.
Вместе с тем, наряду с противостоянием и частыми
войнами история двух стран содержит немало стра‑
ниц торгового сотрудничества и культурного взаи‑
мовлияния. В этом смысле русская история является
и неотъемлемой частью истории Турции.
Завершившаяся неудачей осада Вены в 1683 г. ста‑
ла событием, оказавшим самое негативное воздей‑
ствие на последующее политическое, социально‑эко‑
номическое, военно‑административное и культурное
положение Османской империи. Россия, опасавша‑
яся до этого события демонстрировать открытую
враждебность к Османскому государству, в 1686 г.
присоединилась к Священной лиге.
После нападения на Крым в 1687 г. и захвата Азова
в 1696 г. вся политика России на этом направлении
в следующем XVIII в. была сосредоточена на стремлении
получить максимум политических и торговых
привилегий для закрепления на черноморском побе‑
режье. Об этом свидетельствуют и условия Константинопольского
договора с Россией, подписанного че‑
рез год после заключенного со странами Священной
лиги Карловицкого мира. Текст данного договора яв‑
ляется первым в списке в Реестре договоров с Росси‑
ей, хранящемся в Османском Архиве.

  • Açıklama
    • Osmanlı‑Rus münasebetlerinin başlangıcı XV. Yüzyılın
      son çeyreğine kadar gitmektedir. 1453 yılında İstanbul'un
      fethi ile başlayan ve yine İstanbul'un muhafazasını güçlendirmek
      maksadıyla Karadeniz'in tamamını kontrol edebilmek
      için ortaya konulan gayretler, Osmanlı Devleti'ni Altınordu
      Devleti'nin vârislerinden biri olan Kırım Hanlığıyla
      münasebet içerisine sokmuştur. Bu durum Osmanlı'nın
      Moskova Knezliği'ni ve Rusları keşfetmesini sağlamıştır.
      Aynı yıllarda Moskova Knezliği de Altınordu'nun vârisi
      hanlıkların baskısından kurtulma ve büyüme gayreti içinde
      bulunmaktadır. İlk olarak 1497 yılında III. İvan'ın güvenli
      ticaret taleplerini içeren bir mektupla İstanbul'a gönderdiği
      elçilik heyetinin teklifleri kabul edilmekle birlikte bundan
      sonraki münasebetlerini doğrudan İstanbul ile değil Kırım
      hanları ve Kefe valisi üzerinden yürütmeleri gerektiği belirtilerek
      gönderilmişlerdir.
      Osmanlı‑Rus münasebetleri için ilk dönüm noktası
      1552 yılında Kazan'ın, ardından da 1556 yılında Astrahan'ın
      Rus işgaline uğramasıdır. Bu işgallerle Rusların Terek
      nehri boyuna kadar sokulmaları, Türkistan'dan gelen
      tüccar ve hacılara rahatsızlık vermeleri üzerine gerçekleşen
      şikâyetler Osmanlı Devleti'ni Rusları ilgilenilmesi gereken
      yeni bir unsur olarak kabul etmeye yönlendirmiştir. Rusya'nın
      Kafkasya'ya sokulmasını engellemek üzere tertip
      edilen ve 1569 Ejderhan Seferi olarak bilinen ve başarısız
      geçen sefer ile Ruslar ilk defa doğrudan Osmanlının hedefi
      haline gelmiştir.
      Osmanlı Rus ilişkilerinin en önemli unsurlarından birisi
      Lehistan'a bağlı olmakla birlikte ortak sınır bölgelerinde
      yaşayan Zaporov Kazaklarının kontrolsüz davranışlarıdır.
      Начало русско‑турецких отношений восходит к
      последней четверти XV столетия. Завоевание Кон‑
      стантинополя в 1453 г., стремление взять под соб‑
      ственный контроль черноморское побережье для
      обеспечения безопасности новой столицы – Стам‑
      була, побудило Османскую империю установить тес‑
      ные отношения с одной из наследниц Золотой Орды
      – Крымским ханством. Это способствовало появле‑
      нию у османов интереса к Московскому княжеству,
      которое в это время стремилось избавиться от вла‑
      сти ханств, возникших на месте Золотой Орды, и рас‑
      ширить свою территорию. В 1497 г. первое русское
      посольство вручило султану письмо от Ивана III с
      предложением наладить безопасную торговлю меж‑
      ду странами. В ответ на это письмо было предложе‑
      но отныне поддерживать отношения не напрямую
      со Стамбулом, а через крымского хана и османского
      губернатора Кафы.
      Поворотным моментом в русско‑турецких отно‑
      шениях стало русское завоевание Казани в 1552 г.,
      и затем – Астрахани в 1556 г. Распространение рус‑
      ской власти до Терека, начало поступления жалоб на
      притеснение купцов и паломников, прибывавших из
      Туркестана, стали факторами, побудившими осма‑
      нов обратить более пристальное внимание на Рос‑
      сию. Закончившийся неудачей астраханский поход
      османской армии в 1569 г., предпринятый с целью
      предотвращения русского вторжения на Кавказ, стал
      первым русско‑турецким столкновением.
      Важным фактором в русско‑турецких отношениях
      были бесконтрольные действия запорожских
      казаков, находившихся в зависимости от Польши и
      8
      OSMANLI - RUS ANTLAŞMALARI
      Sonraki yıllarda da üç devlet arasında önemli meselelerin
      ve silahlı çatışmaların çıkmasına sebep olan Zaporov
      Kazaklarının sebep olduğu olaylar sonucu Ruslarla Kırım
      Hanlığı vasıtasıyla dolaylı olarak 1681 tarihli Bahçesaray
      Antlaşması yapılmıştır.
      Sıcak denizlere dolayısıyla dünya ticaret yollarına
      ulaşmak isteyen Rusya'nın jeopolitik durum itibarıyla
      önündeki en büyük engellerden birisi Osmanlı Devleti'dir.
      Bu engeli aşmak için Rusya'nın kullanmış olduğu ikinci bir
      güzergâh olan ve İsveç'in hâkimiyetindeki Baltık Denizi'ne
      ulaşma çabaları da buna eklendiğinde Rusya'nın temel
      gayesinin doğrudan Avrupa devletler dengesinin önemli
      bir unsuru olmak istediği ortaya çıkmaktadır.
      XVIII. Yüzyılda iki devlet arasındaki münasebetlerin
      daha sonraki yıllarda meydana gelen hadiselere, devletlerin
      stratejilerine ve uluslararası ilişkilere tesirini anlayabilmek
      için tetkiki çok önemlidir. Osmanlı Devleti ve Rusya'nın
      tarihî süreç içerisinde çoğunlukla savaşan ve düşmanlık
      içerisinde gelişen ilişkileri ortak bir coğrafî kaderi paylaşmanın
      bir sonucudur. Gelişme ve güçlenmelerinde birbirleriyle
      karşı karşıya gelen iki devletin kaderleri pek çok
      kere düşmanlık ve savaşlar içermiş olmakla birlikte gerek
      ticarî ve gerek sosyo‑kültürel olarak en çok etkileşim içinde
      olmuş devlet ve toplumlar olmuşlardır. Bu nedenle Rus
      tarihi bir anlamda Türk Tarihinin de bir parçası olmuştur.
      1683'te meydana gelen ve başarısızlıkla sonuçlanması
      nedeniyle bundan sonra Osmanlı Devleti'ni sosyal, kültürel,
      siyasî, idarî, askerî ve ekonomik açıdan olumsuz etkileyen
      en önemli olay II. Viyana kuşatmasıdır. Bu başarısızlık
      sonucunda o güne kadar Osmanlı Devleti'ne karşı doğrudan
      düşmanca tavır almaktan çekinen Rusya'nın artık açıktan
      ve net bir tavırla 1686 yılında Kutsal İttifak'a dâhil olduğu
      görülmektedir.
      Bu bağlamda 1687 yılında Kırım'a ve 1696 yılında
      Azak'a saldırarak Azak Kalesi'ni ele geçirmiş olan Ruslar
      iki devletin ilişkilerinin zirve yaptığı XVIII. Yüzyıl boyunca
      tüm faaliyetlerini Karadeniz'e inebilmenin yolunu
      açacak olan pek çok siyasi ve ticari imtiyaz talebi üzerine
      yoğunlaştırmışlardır. Kutsal İttifak'ın diğer üyeleriyle yapılan
      Karlofça Antlaşması'ndan bir yıl sonra Rusya ile yapılan
      ve Osmanlı Arşivi defterler koleksiyonunda bulunan Rusya
      Ahidname Defteri'nin ilk kaydını oluşturan İstanbul Antlaşması'nın
      maddelerinde de bu durum çok açık bir şekilde
      görülmektedir.
      Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı olarak
      Bab‑ı Asafi fonu Düvel‑i Ecnebiyye Defterleri serisinde
      bulunan ve Rusya Ahidname Defteri olarak adlandırılan
      83/1 numaralı defterin neşrine karar vermemizin sebebi
      живших в приграничной с Османской империей зоне.
      В 1681 г. из‑за событий, вызванных запорожскими
      казаками, при посредничестве Крымского ханства
      между Османской империей и Россией был заключен
      Бахчисарайский договор.
      Османская империя являлась наиболее крупным
      геополитическим препятствием на пути России,
      стремящейся выйти к теплым морям и мировым тор‑
      говым путям на юге. К этому следует добавить и же‑
      лание России пробить окно в Европу через Балтий‑
      ское море, где ей пришлось столкнуться со Швецией.
      Исследование взаимоотношений двух стран в
      XVIII в. представляет большую важность с точки
      зрения понимания последующих событий, стратегии
      государств и их влияния на международные отно‑
      шения. Враждебные в исторической ретроспективе
      отношения между Османской империей и Россией
      были больше следствием неизбежного соперничества
      за влияние в одном и том же географическом регионе.
      Вместе с тем, наряду с противостоянием и частыми
      войнами история двух стран содержит немало стра‑
      ниц торгового сотрудничества и культурного взаи‑
      мовлияния. В этом смысле русская история является
      и неотъемлемой частью истории Турции.
      Завершившаяся неудачей осада Вены в 1683 г. ста‑
      ла событием, оказавшим самое негативное воздей‑
      ствие на последующее политическое, социально‑эко‑
      номическое, военно‑административное и культурное
      положение Османской империи. Россия, опасавша‑
      яся до этого события демонстрировать открытую
      враждебность к Османскому государству, в 1686 г.
      присоединилась к Священной лиге.
      После нападения на Крым в 1687 г. и захвата Азова
      в 1696 г. вся политика России на этом направлении
      в следующем XVIII в. была сосредоточена на стремлении
      получить максимум политических и торговых
      привилегий для закрепления на черноморском побе‑
      режье. Об этом свидетельствуют и условия Константинопольского
      договора с Россией, подписанного че‑
      рез год после заключенного со странами Священной
      лиги Карловицкого мира. Текст данного договора яв‑
      ляется первым в списке в Реестре договоров с Росси‑
      ей, хранящемся в Османском Архиве.

      Stok Kodu
      :
      9786056892639
      Boyut
      :
      21,00x27,50 cm.
      Sayfa Sayısı
      :
      464
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2019
      Çeviren
      :
      T.C. Dışişleri Bakanlığı Moskova Büyükelçiliği
      Kapak Türü
      :
      Karton kapak
      Kağıt Türü
      :
      Kuşe kağıt
      Dili
      :
      Türkçe-Rusça
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
  • Yeni Gelenler
Kapat